Radyoterapi Nedir?
Radyasyon, dalgalar ya da parçacıklar tarafından taşınan özel bir enerji türüdür. Özel cihazlarca üretilebilir ya da radyoaktif olarak adlandırılan maddeler tarafından salınabilir. Bu enerji, tıpta görüntüleme amacıyla aynı zamanda kanser ve diğer bazı hastalıkları tedavi etmek için kullanılmaktadır. Radyasyonu, hastalıklı organa yönlendirebilmek için özel cihazlara gereksinim vardır. Bu şekilde, yüksek dozdaki radyasyon enerjisinin tedavi amacı ile kullanılmasına “radyoterapi” ya da “ışın tedavisi” adı verilmektedir.
Radyoterapi Vücuda Nasıl Etki Eder?
Yüksek dozdaki radyasyonun, hücreleri öldürme ya da bölünüp çoğalmalarını engelleyebilme özelliği bulunmaktadır. Kanser hücreleri normal hücrelere göre çok daha hızlı bölünüp çoğaldığından radyoterapi kanser hücreleri üzerinde normal hücrelerden daha etkilidir. Bunun yanında normal sağlıklı hücrelerin toparlanıp eski haline gelmesi, kanser hücrelerine göre çok daha kolay olmaktadır. “Planlama” denilen aşamada, hastalıklı dokuların en fazla, normal dokuların ise en az radyasyona maruz kalması için gerekli çizimler yapılarak, tedavi hedefe yönelik olarak uygulanmaktadır.
Radyoterapinin Yararları ve Hedefleri Nelerdir?
Vücudun hemen hemen her bölgesinde ortaya çıkabilen kanser tipinde ve kanser hastalarının yaklaşık %50’sinde radyoterapi uygulanmaktadır. Bazı kanser türlerinde radyoterapi tek tedavi yöntemidir. Radyoterapi tek başına ya da cerrahi ve/veya ilaç tedavisi (“kemoterapi”) ile birlikte uygulanarak da çok sayıda hastada tam olarak iyileşme sağlanabilen bir tedavi yöntemidir.
Radyoterapi;
- Cerrahi öncesinde tümörü küçültme amacıyla,
- Cerrahi sonrasında vücutta mikroskop düzeyinde kalmış olabilecek kanser hücrelerini temizleme amacıyla,
- Bazı kanser türlerinde cerrahi esnada,
- Cerrahi olmadan, kemoterapi ile birlikte direkt olarak tedavi amacıyla,
- Hastalığı tam olarak iyileştirmenin mümkün olmadığı bazı durumlarda; hastanın ağrı, kanama gibi şikayetlerini azaltma amacıyla radyoterapi uygulanabilir. Bu tür tedaviye “palyatif tedavi” adı verilir.
Radyoterapi Kim Tarafından Uygulanır?
Radyasyon ile hastalıkların tedavisi konusunda uzmanlaşmış bir hekim olan “radyasyon onkolojisi uzmanı” hastanın ihtiyacı olan tedavi tipi ve planını belirler.
Tedavi süresince radyasyon onkolojisi uzmanları özel bir ekip ile çalışır. Bu ekipte; 0
- Radyasyon fizikçisi: Cihazların doğru çalıştığını ve uygun dozda radyasyon verdiğini denetler.
- Dozimetrist: Tedavilerdeki seans sayıları ve sürelerini belirler.
- Radyoterapi hemşiresi: Tedavi süresince hemşirelik hizmetleri verir, hasta için oluşabilecek yan etkileri en aza indirmeye ve hastanın bunları tolere edebilmesine yardımcı olur.
- Radyoterapi teknisyeni: Tedavi öncesi hastanın hazırlığını yapar ve tedavi cihazlarının çalışmasını sağlar.
Radyoterapi Kaç Şekilde ve Nasıl Uygulanır?
Radyoterapi iki şekilde uygulanmaktadır. Dıştan (eksternal) ve içeriden (internal). Bazı hastalara bu iki şekil art arda uygulanabilir.
Dıştan (eksternal):
Çoğu hastada radyoterapi uygulaması dıştan yapılır. Genellikle tedavi merkezlerinde, poliklinikte yapılan bir uygulama olup radyoterapi cihazları kullanılarak ışınların hastalıklı dokuya yönlendirilmesi şeklinde gerçekleştirilir. Eksternal tedaviler son yıllara kadar Kobalt-60 ya da lineer akseleratör denilen cihazlarla 2 boyutlu olarak gerçekleştirilmekteydi. İki boyutlu tedavilerde hedef hacme yeterli dozu verebilmek için geniş emniyet marjları gerekli olduğu için normal doku hasarı ve yan etkiler daha fazla olmaktaydı. Ancak son yıllarda radyoterapi cihazlarındaki teknolojik değişiklikler sayesinde üç boyutlu konformal radyoterapi, IMRT (yoğunluk ayarlı radyoterapi), sterotaktik radyoterapi (linak bazlı, gamaknife, cyberknife) uygulanarak hedef hacme maksimum doz uygulanırken, normal dokunun minimum doz alması sağlanabilmektedir. Işın tedavisi uygulanmasına karar verildiğinde, doktor aynı zamanda da hangi cihazın hasta için daha uygun olduğuna karar verecektir.
İçeriden (internal):
İçeriden (internal) uygulanan radyasyonda ise, radyoaktif madde ya da kaynak ince tel ya da tüpler ile ya direkt tümör içine ya da bir vücut boşluğuna yerleştirilmektedir. Bazen de cerrahi sonrasında kalan boşluğa yerleştirme yapılabilmektedir.
Eksternal Radyoterapide Doktor Tedavi Planını Nasıl Yapar?
- Radyoterapide kullanılan radyasyon kaynakları çeşitlidir. Doktor X-ışını ya da elektron demeti kullanabilir. Kullanılacak radyasyon kaynağının seçimi tümörün tipine, vücuttaki yerleşimine ve özellikle de derinliğine göre belirlenir. Yüksek enerjili X-ışınları birçok kanser tipinde tedavi amacı ile kullanılır. Elektron demetleri ise bazı cilt hastalıklarını tedavi edebilir.
- Tedaviye başlamadan önce, bilgisayarlı planlama tomografisi ile birlikte hazırlık seansı yapılır. Amaç, tedaviyi kişileştirmek ve kanserin türüne ve yaygınlığına göre seçilmesi gereken ışınlama tekniğini belirlemektir. Bu hazırlık seansı ve tedavinin kendisi hakkındaki ayrıntılar (özellikle seansların sıklığı ve süresi) ilk muayene esnasında hastaya radyasyon onkolojisi uzmanı tarafından bildirilir. Öncelikle radyoterapi seansları sırasında, hastanın cihazın içinde almak zorunda olduğu pozisyon belirlenir ve daha sonra da bu pozisyonda bilgisayarlı tomografi çekilir. Tedavi planını bilgisayarlı tomografi ile yapmak tümörlü ve/veya tümörün yayılımı için en riskli bölgelerin belirlenmesinin yanı sıra korunması gereken normal dokuların da tespitine izin verir. Tomografi sırasında, damara bir enjeksiyon, görüntülenecek bölgeye göre de bazen idrar sondası gerekli olabilir.
- Radyasyon terapisti tarafından hastanın cildine işaretlemeler yapılarak bir radyoterapi seansından diğerine “hedef hacmin” aynı şartlarda ışınlanması sağlanmaktadır. Bu amaçla kolay çıkmayan mürekkepli kalemler kullanılır veya tatuaj yapılabilir. Yine de yıkanırken bu işaretlerin çıkmamasına özen göstermek gerekir. Çünkü hastanın tedavisi bitene kadar bu işaretlere ihtiyaç duyulacaktır. Silinme olursa terapiste haber vermek gerekir. Hasta, silinmiş işaretleri kendisi tamamlamamalıdır.
- Doktor tarafından tomografi kesitleri tarafından hedef hacim ve normal doku belirlemeleri yapıldıktan sonra yine doktorun, dozimetrist ve radyasyon fizikçisi ile görüşerek, hastanın ne kadar radyasyon dozuna ihtiyacı olduğunu ve bu dozun nasıl verileceğini, kaç seans süreceğini belirlenir. Bu durum, genellikle bir kaç gün sürer.
- Tedavi başladıktan sonra doktor hastanın tedaviye cevabını, genel durumunu ve tedavinin olası yan etkilerini takip eder. Bu kontrol de genellikle haftada bir yapılır ancak sıklığı hastanın ihtiyacına göre değişebilir. Planlanmış tedavilerin zamanında alınması çok önemlidir. Plandaki aksamalar, tedavinin beklenen etkinliğini azaltabilir.
Hiperfraksiyonel Tedavi Ne Anlama Gelir?
Radyoterapi, tümör tipi ve yerleşimine göre günlük dozlara bölünerek verilmektedir. Hiperfraksiyonel radyoterapide ise günlük doz da birkaç küçük parçaya ayrılarak uygulanır. Bir alana birkaç tedavi bir gün içine bölünerek verilecekse genelde 4-6 saatlik aralarla uygulama yapılır.
İntraoperatif Radyoterapi Nedir?
İntraoperatif radyoterapide cerrahi ve radyoterapi aynı anda uygulanır. Cerrah tümör dokusunu olabildiğince çıkartır ve çıkan bölgede kalmış olabilecek tümör hücrelerini temizlemek için cerrahinin hemen ardından tümör yatağına radyoterapi verilir.
Tedavi Seansında Neler Olur?
Hasta tedaviye başlamadan önce giysilerini çıkarır ve önlük giyer. Bu nedenle kolay değiştirebileceği giysiler ile tedaviye gelmesi önerilir.
Radyoterapi teknisyeni, tedavi alanını belirlemek için hastanın cildinde daha önce işaretlemiş olduğu çizgileri kullanır. Hastanın özel bir sandalyede oturması ya da tedavi masasına yatması gerekir. Her seansta tedavi odasında 15 ila 30 dakika kalınmakla birlikte, radyasyon dozunun verilmesi 1 ila 5 dakikalık bir sürede gerçekleşmektedir. Eksternal radyoterapi alma işlemi, bir röntgen filmi çekilme işlemindeki gibi ağrısızdır.
Hastanın işlem sırasında nefes tutmasına gerek yoktur ve yalnızca normal soluk alıp vermek yeterlidir. Radyoterapi seanslarında; tanımlanan dozun en hassas şekilde verilip ışınların vücutta doğru yere ulaşması, tedavi boyunca hasta pozisyonunun bozulmayıp her tedavide aynı pozisyonun oluşturulması ve hastanın konforunun en iyi şekilde sağlanması için ortamın hareketsiz hale getirilmesi önemlidir. İmmobolizasyon denilen bu işlemde tedavi edilen bölgeye göre baş-boyun maskeleri, vakumlu yataklar, diz altı sabitleyicileri veya omuz çekicisi gibi aksesuarlar kullanılabilir.
Radyoterapi teknisyeni, ışın verilmeden önce odadan ayrılır. Cihazlar, yakındaki küçük bir alandan kontrol edilir. Hasta da bir monitör ya da pencere yoluyla izleyebilir. Bu sırada hasta konuştuğunda sesi hoparlörden duyulabilir ve teknisyenle iletişim kurulabilir. Radyoterapi cihazları büyük yapıları nedeniyle tedavi alanı etrafında değişik açılarda dönerken gürültülü bir ortam oluşabilir. Ancak hastaların, cihazların ilgili teknisyenlerce çalıştırıldığı ve çalışmalarının düzenli olarak kontrol edildiği unutulmamalıdır. Tedavi odası ya da cihazlarla ilgili olarak her türlü soru, teknisyen ya da doktora sorulabilir.
Radyasyonun herhangi bir şekilde görülmesi, sesinin duyulması ya da hissedilmesi mümkün değildir. Tedavi seansında hastanın kendini çok kötü veya rahatsız hissedeceği bir durum oluşursa, derhal teknisyen bilgilendirilmelidir. Gerekli durumlarda cihazların çalışması derhal durdurulabilmektedir.
Tedavinin Yan Etkileri Var Mıdır?
Eksternal radyoterapi uygulanması vücudu radyoaktif hale getirmez. Bu nedenle, tedavi alan kişiler ile temastan kaçınmaya gerek yoktur. Sarılma, öpme gibi temas durumlarında bile diğer kişileri olumsuz etkileyecek bir risk söz konusu değildir.
Radyoterapinin yan etkilerini genellikle tedavi edilen alana ait şikayetler oluşturur. Doktor ve hemşire bu yan etkilerin nasıl yönetileceği konusunda hastaya bilgi vermektedir. Tedavi sırasında öksürük, ateş, terleme ya da olağan dışı ağrı gibi şikayetler olduğunda doktor ya da hemşirenin bilgilendirilmesi gerekir. Yan etkiler çoğunlukla tedavi bitiminden sonra birkaç haftada ortadan kalkar ve ilaçlar ya da diyetle kontrol altına alınabilir. Daha uzun süre devam edebilen yan etkiler de uygun tedaviler ile yönetilebilir.
Tedavinin etkinliği doktor tarafından takip edilmektedir. Tedavi sonrası ağrı, kanama ve buna benzer diğer şikayetlerin azaldığı, zamanla diğer düzelme bulgularının ortaya çıktığı hissedilmektedir. Doktor tedavi etkilerini izlerken bazı testler de isteyebilir. Beyaz kan hücreleri ve platellet (pıhtılaşma ile ilgili hücreler) sayılarının da bakıldığı rutin kan testleri bunlara örnektir. Tedavi süresince bu sayılarda düşüklük olması olağandır.